10 Ocak 2013 Perşembe

Overanalysis

Her gün, televizyonu, bilgisayari, isiklari kapatip yarim saat tavana bakmak yararli bir sey olur sanirim. Sadece tavana bakiyorsun ve cok gecmeden düsünceler üsüsüyor cagirmadigin halde. Inanilmaz ilginc bir phenomenon.

Yaptigin seyleri yapmayi birakmak ne kadar kolay. Hafta basindan beri derse gitmiyorum mesela, spor da yapmiyorum ve ders de calismiyorum.(Insanlarla zaten konusmuyorum birkac telefon-internet konusmasi haricinde.) Bir-iki magaza geziyorum, yiyecek birseyler ve light kola aliyorum. Sucuk yiyorum. Aksam 6'ya dogru uykum gelir hep, uyuyorum. Uyanip french press aleti ile cay, kahve hazirliyorum kendime.

Yapmama eylemini sürdürebilirim, neden olmasin. Kötü sonuclari ancak 2-3 ay kadar sonra görürüm. Simdiki zamandan baktigimda bu sonsuz kadar uzun bir süre sonrasina tekabül ediyor. Mutsuz ya da mutlu degilim. Yokum gibi. Kötü bir seymis gibi söylemiyorum bunu. Kisilerden bagimsiz olarak dünyanin dönmeye devam ettigini gözlemleyebilmek büyüleyici bir deneyim.(peh peh)

Almanya'ya dönerken ucakta Milliyet Sanat okudum. Jennifer Lawrence'in hayat hikayesini okurken gözlerim doldu, sonra uyusturucu bagimlisi kiz ile fotografcinin iliskisini okudugumda gözlerim doldu. Cok komik buldum bunu. Cünkü, sanki icten ice duygu patlamalari yasadigimin belirtileri gibi bunlar, halbuki pek bir sey hissetmiyorum.

Ilham alacak seyler aramaliyiz. Bizi etkileyen seyler bulup bunlari güzel sekillerde ifade etmeliyiz. Ya da böyle konularla ugrasmadan takilip ölmeliyiz. Gece yarisina kadar kagit oynasak, ise gitsek, cikista yine kagit oynasak mesela. Neden kötü bir sey olsun ki bu?

Hiç yorum yok: