25 Kasım 2011 Cuma

- I watched the sunrise today, couldn't sleep.
- How was it?
- Average.
It's about letting things go so that you can get what you want. Hayatın %75'i.

23 Kasım 2011 Çarşamba

Almanlar anlamıyor: İngilizce dilinde ö, ä, ü harfleri yok. "Molecule" "molekül" şeklinde yazılmıyor. "Steady State Theory"'e onlardan başka kimse "Bodenstein-Bilmemne" teorisi demiyor. Koskoca doktor olmuşlar amk. I'm terribly dissappointed by the teaching quality. dallamalar

Ayrıca Almanlar dans ettiklerini düşündüklerinde kolbastı yapıyorlar. Çok ciddi bir edayla yapıyorlar hem de.

18 Kasım 2011 Cuma

İnsan hayatta olduğu sürece her şeye katlanır. Son anlarımı korkuyla geçirmek istemiyorum. Bunu da herhangi bir duygunun etkisiyle yazmıyorum.

16 Kasım 2011 Çarşamba

Merhaba! Artık tüm postlarıma selam vererek başlıyorum. Önceki postumda belirttiğim insanlardan tiksinme hissiyatı all that culture shock experience'ının bir parçası diye düşünüyorum. Ve fakat, artık görebiliyorum ki, her ırkın gerçekten de farklı özellikleri var ve bu da her birinden farklı şeyler alabileceğimizi ifade ediyor. ( Her ırkın(ırk derken milletler falan tabi) değişik olması ilginç gerçekten de, sadece farklı renkli insanlar olduğunu düşünürdüm ben, ama öyle değil. Certainly, elf, cüce falan olsalar daha cool olurdu.) Örneğin, tüm ırkları sınıfımda bulunan söz konusu ırkların mensuplarından(genelde her ırk için 1 kişi, çinliler için 4) tümevararak genelledim. Örneğin Çinli olmak cool, çünkü sadece ders çalışıyorsun ve kendi kriterlerinden öte insanların hakkında ne düşündüğünü farketmiyorsun bile. İnsanların senin hakkında ne düşündüğü irrelevant. Belki Çinlilerin senin hakkında ne düşündüğü önemli olabilir, bilmiyorum. Ama sonuç olarak, yeni bir ortama girdiklerinde genel ahlak ve yaşama biçimlerinde bir sorgulamaya gitmedikleri aşikar. Bu da ilginç(ve iyi?). Ruslar(2 kişi) genel olarak gerizekalılar ve aptalca sorular sormaya hevesliler. Ayrıca tüm ders kaynaklarına, kullanmayacak olsalar bile, sahip olmaya oldukça hevesliler. Fakat, çok nadir de olsa benim de aklımdan geçen çok aptal bir soruyu sorabiliyorlar.

Türkler için net bir şey söyleyemiyorum. Örneğin ben cool bir şekilde dersi izleyip yorum yapmazken, hocaya, kendisine biçtiğim değeri gözlerim ve vücut dilimle iletiyorum. Diğer bir Türk, pek akıllı değil, bazı şeyleri iyi yaptığını düşünüyor, fakat yapamıyor. Diğer Türk ise sessiz inek kategorisinde.
Almanlar da keza, "artık burada da bir şey sorulamaz" denilen noktada kişiyi şaşırtmayı başarıyorlar ve overconfidence. USA aynı şekil overconfidence. Aynı zamanda Alman Makine Mühendisi majorlı şahıslar(1) inanılmaz derecede aptalca sorular bulmayı başarabiliyorlar.
Hm, daha uzatmayacağım, hoş bir yere gitmiyor daha kucaklayıcı olacaktım.


Ülkeyi terketme zamanlamam iyiydi bence. Zira evimdeki, Suç ve Ceza'daki Raskolnikov'un yaşadığı benzeri fakirlik atmosferinden, ülkedeki aşırı muhafazakarlıktan ve genel olarak ülkemdeki insanlardan iyice tiksinmiştim. Fakat, yine de Türk olmanın oldukça cool olduğunu düşünüyorum, özellikle yurtdışındayken(yani herkes Türk değilken ehe) Çok sevilen bir millet olmak o kadar da cool olmazdı, ayrıca kuvvetsiz, dandik bir ülke olmak da (Koskoca bir ekonomiyiz yeah), ayrıca işlerin yolunda gittiği bir yerde yaşamamız da yeterince eğlenceli olmazdı.. Evet, belki "Türk'üm." dediğimiz zaman, Balkanlar, Rusya, Almanya ve aslında çoğu dünya milletinin kızları dekoltelerini iliklemeye başlıyor olabilir, belki "Ben Türk'üm." dediğimiz zaman bazı bazı, ilginç bir yüz ifadesi eşliğinde "A, öyle mi?" şeklinde bir cevap alıyor olabiliriz, belki insanlar bize iltifat etmek için "Hiç Türk'e benzemiyorsun." diyor. Ama, çok güzel(ama gerçekten çok güzel) küfrediyoruz. Girişimci(apaçi) ruhumuzla dünyanın her yerindeyiz. Ve aynı kültürel altyapıyı paylaşıyoruz ki bu oldukça önemli bir şey. Bu yüzden bir gün yurtdışında başarılı olmuş bir Türk olmak güzel olurdu. Cemaatin olması gibi bir şey işte, herkesin Türk olduğu yerde başarılı olmak o kadar da eğlenceli olamaz, cemaatin yok.


Haha, bu yazı inanılmaz iğrenç oldu. Bence hayatta birbirimize söyleyemeyeceğimiz şeyler yapmalı, sonra da onları söylemeliyiz. Ne olup bittiğini görmeliyiz, settle down'a daha az odaklanmalıyız. Birbirimizi sevmeliyiz ve birbirimiz için bir şeyler yapmalıyız, sadece kendimiz için değil. Ama küçük şeylerden bahsetmiyorum, büyük şeylerden bahsediyorum. Mutlu olabileceğimize, olmaya devam edebileceğimize, bir gün tek başına takılan orta yaşlı garip ve sapık vs. gibi bir insan olmayacağımıza inanmalıyız. Eöh daha da iğrençleşti.

15 Kasım 2011 Salı

merhaba,

Bir buçuk aydır Münih'teyim, daha hiçbir şey yazmamışım. Dandik de olsa yazıvereyim şimdi. Sınıfımdaki insanlardan bir miktar rahatsız oluyordum genel olarak, çünkü herkes bir çok bilme triplerinde idi. Giderek alışıyor insan ama. Söylemek istedğim şu ki, ilk 3 star wars filmi awesome falan değildi, günümüzde çekilen yeni triloji o kadar da kötü değil. Anakin'in "you're underestimating my powers." falan dedikten sonra yandığı sahne falan baya iyiydi bence.) Ayrıca burada Burger King ve Mcdonald's'a ağız birliği ederek tadı çok kötü falan diye burun kıvırıyorlar; ama bu fast food restoranları hem ucuz hem de relatively lezzetliler, ayrıca miktar bakımından da tatmin sağlıyorlar.

Sanırım minimum 1 insana ihtiyaç duyuyorum bonding içinde olmak için, bu yüzden çevremdeki çok ciddiye almadan ahbaplık etmem gereken insanlarla ahbaplık ederken çok fazla düşünüyorum. Bence sosyal ihtiyaçlarımı çok basit bir matematikle formulize edebilirim. Ama tabi ki birilerine ihtiyaç duyuyorum diye dandik insanlarla yetinmeyeceğim. Birileriyle yetinmek hoş değil. Yane takılınabilir normalde çok takılınmayacak insanlarla, ama bu durumun yeterince farkında olunduğu sürece.

Sanırım, yarın neredeyse 2 aydan sonra internetim bağlancak. Ayrıca burası 3. dünya ülkesi olmadığı için, her yerde iş ilanı var.

Florence'ın yeni albümünde, What the Water Gave Me dışında atmosfere giremedim henüz. Martta buraya geliyorlarmış ama, net giderim. Evanescence dinliyorum ehe, çok cool bir şey olmayabilir bu, ama son albümleri güzel. The Change'i sevdim.30 Rock süper bir de. Jack Donaghy kral, Kerem ibnesi sen de izle seversin.

Aslında o kadar çok tespit yaptım ki son 1 buçuk ayda. Ama yazmayınca unutuluyor tabi, neyse sktret. Ayrıca burda Türk var bikaç tane de, hiçbiri gardeş, la gibi kelimeler kullanmıyor, ihtiyaç duyuyorum resmen. Materyal bilimi nedir lan bi de, napcam ben materyal bilimcisi olup. Bu arada Berlusconi de gitti.Yandaki şeyleri de değiştiriyim la bi sürü kitap falan okudum.