29 Mart 2012 Perşembe

Doğum günü

Şu zamana kadar güzel bir günmüş gibi davranmaya çalıştım, ama sanırım official olarak doğum günümden nefret ediyorum artık. Çok depresif bir gün. Bir yandan doğum günümde olunca el üstünde tutulmak hakkımmış gibi hissediyorum. Fakat hiçbir zaman öyle olmadığı için böyle bir durum yokmuş taklidi yapmam gerekiyor. Yalnızlığı ve sallanmamayı hissediş günü. Ve sorumluluklar kendilerini askıya almıyorlar, hala gayet tepemde dikilmeye devam ediyorlar. Üstüne bir de arayan olursa minnet duyuyormuş gibi yapmam gerekiyor.

Staj yaptığım yerdeki kurallara göre doğum günü olan kişilerin pasta getirmesi gerektiği için 11 euro para verme günü oldu bu yıl ayrıca.

Ne olursa olsun Dragon yılında doğan yükseleni aslan olan bir koç'um.

awesome kelimesinden nefret ediyorum.

Yeni yaşımda umarım yeni bir bilgisayarım ve oyun indirebilecek internet bağlantım olur. Başka da bir şey istemiyorum.
Ten Inch Hero: Güzel filmdi, bu eleman gibi görünmek isteyebilirdim sanırım. Ne güzel saçları renkli, piercing etc.
Son olarak: BU DA DOĞUM GÜNÜ ŞARKIM HADİ ELLER HAVAYA


25 Mart 2012 Pazar

Nothing is lost. Hala toparlayabilirsin. Bunu hatırlatıyorum kendime.


Bunu da beğendiğim için koyuyorum buraya. Sasha Pivovarova

Karın kası olan kadınlar çok seksi bence.

24 Mart 2012 Cumartesi

Yastıklar

Ekstra yastıklarla uyuyor olmam hayatıma çok büyük bir pozitif etkide bulundu. Artık daha rahat daha verimli uyuyor gibi hissediyorum ve bu da beni mutlu ediyor. Bir yastığın hayatınıza böyle etki edebilmesi ne güzel.

Florence+The Machine Konseri 23.03.2012

Konserden geldim. Uyumadan önce taze taze yazayım.

Öncelikle Florence gerçekten büyüleyiciydi. Konserlerinde hep giydiği tarzda kolları dökümlü(ya da püsküllü mü denir bilemiyorum) şeker pembesi bir elbisesi vardı. Zıpladı hopladı. Sesi gerçekten muhteşemdi, albüm kayıtlarından hiçbir farkı yoktu. Rabbit Heart, Only If For A Night şarkılarında çok eğlendim hopladım zıpladım ben de. Gerçi genel olarak konser boyunca yaptım bunu. Alman seyirciler için aynı şeyi söylemek mümkün değil ama.
Buna baya benziyordu işte. Maalesef kameram falan yok, cep telefonum da fotoğraf çekemiyor pek.

Almanları sevmek için gerçekten çaba harcadım, ama olmuyor. Doktoraya falan burada kalırsam naparım bilmiyorum. Yahu minimum €40 ödemişsin, biletini aylar öncesinden almışsın. Anca sahneye kamera tutuyorsun konser boyunca. Ayrıca o kadar indie tipler vardı ki anlatamam. Kızlar yine iyi bence, belki erkek olduğum için böyle düşünüyorumdur bilmiyorum.Sağı solu sütyenin biraz daha altına kadar açık tank top giyen bir sürü kız vardı, moda heralde.
Bunun gibi işte, ama bu daha güzel görünüyor, renkler güzel.
 
Fakat örneğin, cırtlak cırtlak renkleri erkeğe yakıştırmak zor, adabı var en azından giymek için. Kız gibi görünen feminen erkeği kızlar niye çekici bulsun yahu? Ben gay olsam da yine sikici, maskülen erkek tercih ederdim. Karikatür gibi tipler vardı, elemanın biri mesela beyaz atlet giymiş, altına skinny kot, kolunda da gemi çapası şeklinde dövme, üstüne devasa gri bir atkı sarmış. Indie saç(kısa saç, ama önü uzun biraz yana doğru atılmış), ve kalın çerçeveli gözlük. Hipster mı diyorlar ne diyorlar? Açıkçası bizim ülkede öyle gezse çok rahat döverler, ben de hak veririm.

Konsere dönmek gerekirse, müziğin yanında, ışık ve dekor da muhteşemdi. Kesinlikle müziğe çok yakışıyordu. Halo şeklinde ışık topları, renkli kilise camları şeklinde bir arka plan vardı. Işıklar ve müzikle senkronizasyon çok iyiydi. Çük kadar yerde nasıl bu kadar iyi yaptılar anlamadım, 1000 kişi falan ancak alır mekan diye tahmin ediyorum. Florence çok fazla konuşmadı, arada birkaç şey söyledi ama çok mıymıy bir hanım kızımız zaten takip ediyorsanız biliyorsunuzdur, anlaşılmadı hiçbir şey.
Fikir vermesi açısından bu tip renklerde 3 adet yan yana ince gotik tarz kilise penceresi düşünün.

Bence burada Florence dinleyen insanların çoğu, madem indieyiz biz dinleyelim bunu, modunda dinliyorlar. Çünkü sevdikleri diğer şeyler genelde Florence'la hiç alakası olmayacak kadar dandik şeyler http://www.youtube.com/watch?v=SR6iYWJxHqs gibi. Aynı ruhsuz kitle, konser bitiminde tanesi €30 olan tişörtleri kapış kapış aldı. Eğlence sektörünün Almanya'yı sevmesinin sebeplerini canlı canlı gözlemlemiş oldum.


Bir de bilmeden balkon bileti almışım. Bir avuç insanla beraber izlemek durumunda kaldım. Aşağıdaki izleyiciler de çok başarısızdı ama balkondakiler felaketti. Neyse sağlık olsun, güzeldi ya sesim kısıldı sanırım. Ziyadesiyle tatmin oldum ve etkilendim. Son olarak grubun Machine kısmı da genel olarak çok iyiydi. Arp var lan mesela. Vokalist çok başarılıydı.

Uykusuzluktan bayılacağım yakında. Daha extroverted bir insan olmalıyım. Bir yandan birçok insan tanımak istiyorum , öte yandan sanırım hayatımda bir çaba göstererek tanıştığım bir kişi bile olmadı şimdiye kadar.

23 Mart 2012 Cuma

Kesinlikle tatmin olmamış, memnuniyetsiz bir şekilde öleceğim. Ölürken de, böyle olacağını biliyordum, diye düşüneceğim.
Ya bu Zuckerberg, Bill Gates gibi adamlar Victoria's Secret modelleriyle orgy yapıyor mulardır acaba? Yapmıyorlarsa neden para kazanıyorlar? Kaç para eder lan, 10 milyon euro olsun.

22 Mart 2012 Perşembe

Para Problemleri

Şu an uğraştığım şeyler:

 - Laboratuvar stajımı yapıyorum ve baya yoruluyorum. Ötesinde baya strictler ve ortam gergin. Normal staj gibi olmuyor, işler yetişmiyor normalden geç çıkmak zoruında kalıyorum vs. Bir de neredeyse hiç oturmuyorum gün boyunca. Yorulduğum ve vakit kalmadığı için antreman yapmakta zorlanıyorum.

- Şu 3-4 gün içinde yaz staj başvurularımı tamamlamam lazım. Yoksa sıkıntı var.

- Bu dönemki derslerden birinden alınabilecek en düşük geçer notu aldım. Kalanlar sınavı tekrardan alıyor 5 nisanda, ama geçenler alamıyor. O yüzden notumun düşürülmesini ve kalmayı isteyeceğim.


- Şöyle bir durumum var. Bu dönem derslerim Münih'e 1 saat uzaklıkta olan bir şehir olan Augsburg'da. Bir anda Augsburg'a taşınmak çok mantıklı geldi, çünkü yurtlar €200 civarında orada. Ayrıca her gün totalde 3 saat yol çekmem gerekmeyecek. Fakat orada yurtta kalırsam en az 6 aylık kontrat yapmam gerekiyor ve bu durumda eylül sonuna kadar orada kalmam gerekecek. Yaz stajı yapmam gerektiği ve stajı da Münih'te yapma ihtimalimin daha fazla olduğu düşünüldüğünde taşınmam biraz saçma gibi görünüyor. Öte yandan €250 daha az ödeyecek olmam ise oldukça güzel görünüyor. Ve hatta yurt çıkıp çıkmayacağını bile bilmiyorum, yani boşa kafa yoruyor olabilirim. Siz ne yapardınız yerimde olsanız?
Üzülerek söylüyorum. Üzülüyorum. Ama Megadeth'in son albümünü beğenmedim. Florence+The Machine'in yeni albümü de ilk albümleri kadar iyi değil. Yarın konserlerine gideceğim, belki daha çok severim konserde dinleyince.

Portakalların çok seksi, canlı, hafif ve güzel meyveler olduklarını düşünüyorum.


20 Mart 2012 Salı

NO FUN!!!!!!!!!!


No fun my babe no fun
no fun to hang around
feeling that same old way
no fun to hang around
freaked out for another day
walking by my self
no fun to be alone
in love with nobody else
well, maybe go out,
maybe stay home
maybe call mom on the telephone
well, come on, well, come on
well, come on, well, come on
well, come on, well, come on
well, come on, well, come on
no fun to be alone
no fun to be alone
hang on, don´t let me go
no fun to be alone

ve şu alttaki videoda 3:14'de "Oh bollocks why should I carry on?"

OKUYUN LAN ŞU SÖZLERİ ADAMI HASTA ETMEYİN. Şiir blogu değil bu, özellikle bir şeyinden etkilenmişim ki koymuşum. Punk olacağım bu yaştan sonra. 

GÖRÜYOR MUSUNUZ LYRICS'İ? Ne sıfat kullanırsınız bu sözler için? Basit, çiğ, aptal vs.

Peki hangi sıfatı kullanmazsınız? ===> DRAMATİK!

Çünkü dramatik değil. NO FUN. Müziği DİNLEYİN. İç sıkıntısını hissedin. Asla gideremeyeceğiniz ÖZLEMLERİNİZİN sizi kemirdiğini hissedin.

BASİT! Oh bollocks why should I carry on?

Çünkü enerjiyle doluyuz. ENERJİ VE İÇ SIKINTISIYLA!

GEÇMEYECEK. GEÇMEYECEK. GEÇMEYECEK. WON'T GO AWAY.

Sevgilerimle.

18 Mart 2012 Pazar

17 Mart 2012 Cumartesi

Evet, düşünüyorum, ilerlemekte olan ve hafif hafif boku çıkmaya başlayan hayatımda ne gibi adımlar atmalıyım. Memnuniyet verici bir hayat içerisinde olduğumu düşünmüyorum, restart butonu yok a-me-ke. Yanlara da parantez içerisinde tamamlamam gereken süreyi yazıyorum.

- Dövme yaptırmalıyım.(1 yıl)
- Kariyer seçimimi değerlendirip, hayatımda ne yapmam gerektiğini bulmalıyım.(ca. 6 ay)
- Ayakkabı almalıyım. (2 hafta)
- 15 Mayıs'a kadar(Diablo III Release Date) yeni bir bilgisayar almalıyım. Ya da en azından yaza kadar. Bu sebeple çalışacak bir iş bulmalıyım.
- Acid kullanacağım(bir gün)
- 1.5 yıl daha master'a tahammül etmeliyim.


Bu kadar olsun şimdilik. Yurtdışında çapulcu hayatı güzel değil ya, her gün donmuş gıdalar tüketmek. Parayı yettirmeye çalışmak. Yabancı dallamalarla uğraşmak(ehe). Şöyle kafama göre bir-iki arkadaşım olsa burada o kadar sıkıntı yaşamam.

Şu kesinlikle doğru ki,-ya da şu benim fantezim ki-  iklim sebebiyle insanların üzerine çok fazla şey giymelerinin gerekmediği yerlerde hayat daha farklı.

Haftaya cuma günü Florence+The Machine'e gidiyorum ve fakat fotoğraf makinem veyahut kameram yok.

Bir de şu Sivas olayları vs. gibi şeyleri ülkemden utanıyorum penceresinden yorumlayan kişiler doğru düşünmüyorsunuz. İnsanlar her yerde ve her zaman aynı.

13 Mart 2012 Salı

Ne giysem diye düşünüyordum da bugün, öyle her moda olan şey güzel değil. Bu sürekli pantolon paçası katlama olayının belli şartlar dışında hoş olmadığına karar verdim. Moda geçici stil kalıcı.

9 Mart 2012 Cuma

Önceki yazılarımdan birinde ayakkabılar almalıyız demiştim. Gördüğünüz gibi aldım. Asuş'a teşekkürler, çok güzel ayakkabım.


Dövme de yaptıracağım. Bunun gibi işte, biraz daha üstüne ve daha düzgün yaptıracağım, bu hint kınası. Kerem ne diyorsun?

6 Mart 2012 Salı

Sanata ihtiyacımız var. Çünkü ilham veren imgeler durup dururken oluşmuyor.

5 Mart 2012 Pazartesi

2 Mart 2012 Cuma

If we knew what we're doing it wouldn't be called research

Bu dönem derslerde ara sıra ilginç şeyler de anlattılar.Örneğin,

- "How does a chemist think?" konsepti. => Mesela bir molekülümüz var. Buradaki CH2 grubunu NH grubu ile değiştirebilir miyiz acaba, gibi. Çok basit di mi?

- Bir PhD öğrencisinin bir makale yayınlamasının maliyeti totalde üniversiteye ortalama 80000 euroyageliyormuş.

- Bir hocamız kimyagerlerin doğadan daha iyi olduğunu iddia etti. Bu argümanını da, "Biz yalnızca son 200 yıldır çalışıyoruz, neler yaptık(polimerler, enantiomerler, belli oryantasyonda malzemeler gibi). Doğa ise milyonlarca yılda bu kadar yapabilmiş." diyerek savundu. Doğru.

- Ethylene ve propylene oxide dışında comercially available monomer bulabilsek zengin olurmuşuz. Çok çok ilginç değil bu.

- Kanlı biftekteki kırmızı sıvı kan değilmiş. Myoglobin içeren etin suyu imiş o. Myoglobinde demir kompleksi var, onun da rengi kırmızı.

- "God created the crystal, devil created the surface." diye söz var. Yüzey kimyacıları falan çok eğlenceli buluyorlardır bu sözü.
Nestle çukulata yiyip kola içtiğim yaz günlerinin zihnimde bu kadar net bir imge oluşturmuş olması ne kadar ilginç yea, gerçi daha o kadar olmadı ama dünü bile doğru dürüst hatırlamıyorum. Çukulata bizim evin oradaki markette 1 liraya satıldığı için 5'er 5'er alıyordum bisküvilisini. Bir de kürek kampında Cehenneme Övgü kitabını okuduğum zamanların görüntüsü net bir şekilde zihnimde.

Şimdi mart geldi , gerçi Ankara'nın skimsonik Dikmeni martta da gar-gış-gıyamet, fakat bundan 2 hafta öncesi 14 şubattı biliyorsunuz. Ben de 14 şubatta Modern Characterization Techniques isimli dersin sınavına girmiş, daha sonra Bugün Ne Giysem izleyerek ders çalışmıştım. Proğramda bir sevgililer günü kompozisyonu yaparak Hakan'la Ivana'yı Uğurkan'la da Özge Ulusoy'u eşleştirmişlerdi. Ivana Hakan'la konuşuyor: "Aşkıııım, bitaneeeem, sevgiliiim" diyor. Özge Ulusoy ise şöyle: "Abiciiim, Uğurkan abiciiim, abiciiiim" ehueuhe


‘I was imaginative, a bit of a dreamer but quite a timid child. I wasn’t confident – I think childhood is one of the most uncertain and terrifying places to be. I don’t know if I’d want to go back there. But I do remember being completely involved in imaginary games that would last for days, weeks. It was always magic, sorcery, living in trees. A lot of just living in imaginary worlds. I don’t think I’ve lost that. It’s just now I’m doing it as a job.’  
--- Florence Welch

Asuş'la Münih'te gittiğimiz bale benzeri şey çok güzeldi. 


En güzel kısmı Broken Fall'du kesinlikle. Ama son kısım Afterlight'daki dansçıların(ya da parktaki gençlerin) ilk önce sadece sahneye çıkıp oturmaları ve sıkılmaları çok güzel bir kompozisyon oluşturmuştu bence. Bu kadar basit bir fikir işte, o kadar dekorlara vs'ye gerek yok. "They should dance when they have nothing else to do. They don't go to stage for dancing."
 
Shameless'taki Lip(Jeremy Allen White) baya yakışıklı ve seksi bence.