25 Ocak 2010 Pazartesi

Öeh

Eah finaller bitti. Son bir sunum kalmıştı, onu da bu saate kadar hazırladım işte. Birkaç saat sonra sunarsam hayırlısıyla akpak bir şekilde dönemi tamamlamış olacağım. Hayvanlar gibi antreman yapabileceğim hem de, ne güzel.
J. Lo'nun son klibi ne kadar da göz yoruyor. Timbaland'la Soshy ne çok çaldı, daha önce de Riyanna çalıyordu mütemadiyen, hala da çalıyor sanırım. Kötü değil neyse.

Kayıp Zamanın İzinde serisinin ilk kitabını aldım. Hoba. 22 lira verdim. Zuba. Ama olsun, iyi oldu yine. Tayyip Erdoğan yakışıklı ve uzun boylu.

Deterjanda köpük bulunmasının hiç lüzumu yokmuş aslında, hatta zarar bile verebiliyormuş. Müşteri beğensin diye koyayorlarmış foaming agent sanırsam.

Bir kişinin nasıl güldüğünden edebini, neye güldüğünden aklını anlarım. - Mevlana
Mevlana bi fuck off face off. -Anonymous

Ya şimdi yazıyorum böyle, çünkü bişeylerle oyalanmam lazım. Uyuyamayacak kadar az zamanım var, ama anlamlı bir şey yapmama yeterli gelecek çoklukta da değil bu zaman.

Bu LES'in falan dershanesine neyin gidiyormuş millet sanırımç. Gerek var mı ki? Yoktur bence ya.

Bu dönem anır ya da hay anır olsam ne güzel olcak. Olsam.
öeuhdad gidiyorum ben.

9 Ocak 2010 Cumartesi

Yıl Sonu Değerlendirmesi

Sevgili Blog,

Görüşmeyeli nasılsın? Özledim seni doğrusu, canım benim. Daha çok yazmak isterim, lakin doğru zaman doğru platform bulma hususunda sıkıntılar yaşıyorum.

Gerçi yılbaşı olalı nereden baksan dokuz gün oldu ve fakat geçen yılın bir muhasebesini yapmak ateşiyle yanıyorum hala.

Süper bir yıl oldu. Bir kere sene başındaki ben ile sene sonundaki ben arasında nereden baksan hatırı sayılır bir fark var amk. Bu da en önemli ölçüt olsa gerek.

Sene başı mal mal takıldım açıkçası. Arda'yla beraber hiçbir şey yapmama eylemini ifa ettim. Şunu söylemeliyim, hiçbir şey yapmamak oldukça yorucu bir iş. Öyle ki, ne ders çalışmaya ne antreman yapmaya ne de kitap okumaya iki dakika vaktim olmadı Eh, itiraf edeyim, o kadar da sıkılmadım. Eğlenceliydi ve fakat şu an geriye baktığımda çarçur edilmiş bir 5-6 aydan başka birşey görmüyorum.

Pek tabi ki, yaşanması gereken şeylermiş bunlar da bebeğim.

Sonra Almanya'ya gittim. Almanya'da hiç mala vuramadım. Bence oldukça önemli bir ayrıntı bu. NE AYRINTISI LAN HATTA? Hele ki Ozan'ın iki ayda 15-16 ayrı kızla cima ettiği günümüz dünyasında ziyadesiyle utanıyorum kendimden. Bir torba da kondom götürmüştüm halbüsü, malum Almanya pahalı ülke heuheuh.

Öhöm bu bahsi kapatayım. Almanya benim için önemli bir deneyim oldu. Çokça kendimle başbaşaydım. Şimdiki aklım olsa İngilizce eğitim veren bir üniversiteye giderdim, geceleri hiç dışarı çıkmazdım. Ders çalışır ve kürek çekerdim.

Aklımın başıma erişmesinin mütemadiyen retarded bir süreç olması ne kadar da üzücü. Gerek ÖSS'ye gerekse üniversitedeki derslerime yeterince çalışmadığımı ancak yeni yeni kabul etmeyi başardım. Aslında aklım var da çalışmıyorum demek ne kadar acınası. Hem başarılı olmayı bu kadar isteyip hem de bunun için hiç çalışmamış olmak ne kadar aptalca.

Kendimi, o kadar da suçlamıyorum. Elimden geleni yapıyorum, kendime hiç ihanet etmediğimi düşünüyorum. O yüzden güzel.

Almanya'da kalmam, tüm etkilerden uzak kalmam açısından ziyadesiyle yararlı oldu. Muazzam akademik başarısızlığım ise hoş olmadı pek. Böyle konuşurkene room raiders'ta gibi hissettim kendimi eheh. Odada bulduğum g-string'leri beğendim, dibini iyi dövdürdüğünü gösteriyor; ama pegging aparatını sevmedim, dövdürmeyi sevdiğin kadar dövmeyi de sevdiğini gösteriyor.

Ağustos sonrası ise altın zamanlarım oldu.



Kürek çektim! Hem de iyi antreman yapıyorum hoba.

Ders çalışıyorum! Oh yeah man.

Kitap okumaya başladım tekrardan.

Gazete okumayı bıraktım. Okuduğum zaman da Kelebek, Cadde falan okuyorum ehe.

Saçma bir süperlikte ilerleyen bir ilişkim var.



Yeni yılın daha da farklı süperliklere gebe olmasını, bir sürü acayip güzel şey olmasını, analı diliyorum.