30 Ocak 2009 Cuma

Benden yaşlısın, sesin çok yüksek çıkıyor.

-Şu yeni paralar arasındaki 1 TL altın para şeklinde çikolatalara benzememiş mi ya ehe.

-Bişey yazcaktım, unuttum.

-Öhöm neyse, iyisi mi bir anımı anlatayım.["Ben iyisi mi bi duş alıyım."] Mevsimlerden yaz mevsimiydi, yıllardan geçen yıldı. Kerem Bey'in yanından dönüyor idim. Biletini geç alan sorumsuz pislikler olduğumuz için[Ehe, parantez gireyim buraya. Video izledim bir tane, kadın pislik diyor adama Petek Dinçöz'ün programında. Seyirciler ve Petek Hanım "bak sana dolandırıcı diyor, pislik diyor" şeklinde adamdan cevap bekliyorlar. Amca ise "o bana pislik derken o anlamda demedi." diyor. "Ne anlamda dedi?" diye sorunca Petek, "Orospu çocuğu anlamında dedi o." diyor. Daha da eğlenceli olanı, adam çok neşeli ya eheh kanıksamış orospu çocukluğunu.] Cümlenin başını kaçırdınız di mi:) Lider Turizm'den bilet bulabildim sonuç olarak.

Ertesi gün gittik otobüse işte, Kerem'de geçirdi beni sağolsun. Baktım böyle Egeli orta yaşlı bir muavinimiz var ve bu muavin bana gelip "Ayakkabılarını çıkarma sakın otobüste." diyor. Değişik bir yolculuk oldu işte, sonra da elimi tutup yemek teklif etti bana muavin," gel ara sıra bizim durağa" falan dedi euheheh. Falan filan, işin kötüsü bir de kulaklarım iltihaplanarak tıkandı otobüste ikisi de birden hem de, duble.

Geldiğim günün ertesi ise antremana gitcem. Yürüdüm, indim Ayrancı-ODTÜ dolmuşu bekliyorum Çetin Emeç'te. Kaldırımın bir tarafı yol, diğer tarafı da askeri bölge, nöbet tutuyor askerimiz, koruyorlar bizi, biz rahat uyuyalım. Ben müzik dinliyorum mp3 çalarım ile her zamanki gibi.[Ne duyuyorum da dinliyosam] Baktım, askerin biri bişeyler diyor bana. Anlamadım pek tabi ki, takriben 25 kere "efendim" dedim consecutively anlamayarak. Bana mp3 player satmak istediği, mp3 playerıma bakmak istediği, ne dinlediğimi bilmek istediği, sigara istediği, mp3 playerımı satın almak istediği ve dünyanın Türk olmasını istediği tahminlerini yaptım bu sırada. Son tahminim dışındakiler yanlışmış, ama daha da spesifik olarak mp3 player'ıma sahip olmak istiyormuş ücretsiz olarak. Uzun lafın kısası verdim mp3 çalarımı ya. Yeni almıştım hem de. Adam istedi, verdim. O değil, param falan da yok yani, alayım bir tane daha mp3 çalar. Hayır demeyi öğrenmem lazımmış öyle dediler.


-Shaq, ne kadar şahane süpersonik bir insan di mi? Akıllı, tatlı, şirin, kocaman. Amare ise tam bir embesil, idiot, fazla gelişmiş goblin.


-1 ay sonra gideceğim yer olan Regensburg'da şöyle bir yer varmış, içki içiyormuş insanlar orada. Yemekteyiz, Almanya ayağına katılacağım bir de.

Yumuşak başlıyım, ama uysal koyun değilim.

Başbakanımızı Davos dönüşü "Türkiye seninle gurur duyuyor!" nidalarıyla karşılamışlar bile. Ergin Yıldızoğlu blogunda önemli bir noktaya değinmiş. Erdoğan'ın Davos çıkışını "siyasal islamın yükselişinde yeni bir eşik" olarak niteleyen Yıldızoğlu, "Ama bu tür çıkışlar, ülke içinde bir işleve sahip olabilir. Örneğin, 'Davos hareketi' siyasal İslam’ın ülkedeki iktidara yürüyüş, totaliter bir rejim oluşturma sürecinde, milliyetçiliği (Yahudi düşmanlığını da körükleyerek) hegemonyası altın almaya ve asimile etmeye başlamasıyla, bir eşiğin daha aşılmasına yol açabilir." diye devam ediyor.

Crew is in my Soul! Röh

26 Ocak 2009 Pazartesi

..

Sınavlar bitti. 5 Mart'ta Almanya'ya gideceğim, o zamana kadar hiçbir sorumluluğumun olmadığı acayip bir dönem içerisinde hayatım. Mikro düzey biraz sıkıntılı olsa da, en azından makro düzeyde keyfim yerinde, sırtım pek. İnsanlarla ilişkilerim konusunda emin değilim, ama Zeytin'le çok seviyeli, şahane bir ilişki içerisindeyim. 10 yıllık beraber yaşama deneyimimizin nirvanasındayız. Antremana gidiyorum, oynuyorum ediyorum falan. Kitap falan okuyacağım, gazetenin tamamını okuyacağım, yeni gruplar keşfedeceğim, iyice forma gireceğim gibi hayallerim var önümüzdeki bir buçuk aylık periyotta, yazı da yazacağım umarım tabi.

23 Ocak 2009 Cuma


Az önce bir 5 dakika kadar Rapstar isimli programı izledim. Bir de ne göreyim Ferhat Göçer var lan bu programda ahahdscxzlv. Neyse sonra bayan rapçiler, bayan rapi diye konuşmakuyordu jüri üyeleri, ben de hım rap müzikte de kadın/bayan sorunsalı varmış diye düşünmekteyken Öykü Hanım çıktı, kadın deyin şuna lan dedi. Canım benim aferin Öykücüm. Sporcu olduğu nasıl belli bir de, sağlam kafa sağlam vücut falan.

Sonradan Edit: Sanane lan sikik, ister bayan desinler ister kadın desinler.

16 Ocak 2009 Cuma

Bahçeli'nin İktidar Formülü


"- 9 Şubat 1969, 9 Şubat 2009 MHP'nin 40. yılı.

- Bu sene siyasi partiler yasası gereği 9. büyük kurultayımızda 2009 yılında olacaktır. Demek ki 9 ışık 3 dalga 9’la iktidara doğru yürüyor demektir.

- 2009’daki iki sıfırı atın. 2 ve 9 kalır. Toplayın 11 eder.

- İki sıfırı kaldırdık. Ne kaldı 29. 11 ile 29’u toplayın ne oldu, 40. Milliyetçi hareketinin 40. yılı. "

Öhöm, Devlet bey güzel düşünmüşsünüz tabi. Ömer Çelakıl'la bir akrabalığınız var mı ki aceba? Çelakıl dedim de, kuranda 19 mucizesi geldi aklıma. 40'ı 19'a bölünce de benim not ortalamamı buluyoruz. Demek ki bu yıl benim yılım.

7 Ocak 2009 Çarşamba

Resim de koyayım


Ana Ivanovic en sevdiğim aktif bayan tenisçi. Süper servisleri, çok güzel winnerları var, forehand'i başarılı oldukça. Agresif oyununu işler kendisi için kötü giderken bile sürdürmeye çalışması oldukça takdire şayan. Pasif bir oyun oynamıyor, saldırıyor mütemadiyen, buna oyunun kırılma anlarında bile tavizsiz devam ediyor. Sharapova gibi iğrenç bir insan değil, bağırmıyor falan. Çok sempatik. Henin gibi karakteristik backhand'leri yok belki, stili çok kendine has sayılmayabilir, ama ben baya beğeniyorum. 87'liydi sanırım hem de.

2 Ocak 2009 Cuma

Wasted Years ya da Die With Your Boots On

Nostalci tüneli oldu bu yeni günün ilk saatleri benim için. Rapor yazacağım diye girdim MSN'ye, ama eski sevgililer ve eski arkadaşlarla ilgili konuşup durduk arkadaşlarımla. Üstüne bir de Iron Maiden açtım, zaman tüneli oldum, eski zaman oldum, falan oldum. Şu an beylik cümlelerden başka birşey yazacak durumda değilim, ama yazmasam da olmayacak. Yaralar almadan, kabuk bağlamadan hayata devam edilmiyor değil mi ama:) Güzel yine de, metal ateşi var mesela, sonra Purple Haze var ve de vanilyalı puding var. Bir de Arnold Şıvartzeneger'in "I'll be back." deyişi var.

1 Ocak 2009 Perşembe

Yahudiler, Ermeniler, Ölümler



Yazıyı bitirmek için, Oktay Akbal'ın köşesine aktardığı, İngiliz filozofu Bertrand Russel'ın Geleceğin insanlarına hangi öğüdü vermek istersiniz? sorusuna verdiği cevaptan daha güzel bir ifade bulamam sanırım.

...bilgileriniz insanın hiçbir zaman elde etmediği güçler veriyor size. Bu güçleri iyiye de kullanabilirsiniz, kötüye de... İnsanlığın bir aile olduğunu, hep birlikte mutlu ya da hep birlikte mutsuz olacağını aklınıza koyarsanız bu gücünüzü iyiye kullanabilirsiniz. Büyük yığınların yoksulluğu üstüne kurulmuş bir azınlığın mutluluğu sağlayabileceği günler geçmiştir. O zamanlar geçmişte kaldı. İnsanlar katlanamaz artık buna. Mutlu olmak isterseniz başkalarının da mutlu olmalarının gerektiğini öğrenmeye alışmak zorundasınız.


Sonradan Edit: Ermenilere özür dileme kampanyası ile ilgili bir yazıydı, fazla malarma sebebiyle sildim, sonunu bıraktım.

Dolmuşta Uyulacak Adab-ı Muaşeret Kuralları

Günde 4 kere dolmuşa binmemden ötürü dolmuş dinamiklerini önemsiyorum. Bu sebepten ötürü dolmuşta uyulması gereken adab-ı muaşeret kurallarını oluşturdum. Kurallar Ankara dolmuşlarını düşünerekten yazıldı ama diğer şehirlere de uyarlanabilir sanırım. Keşke her insanımız uysa bu kurallara, yolculuğumuz daha keyifli geçse..

- Sıranın arasına kaynak yapmamalıyız gibi kuralları geçiyorum. Öncelikle, dolmuşa bindiğimiz vakit paramızı hazırlamış olsak ne güzel olur.

-Örneğin 2 lira para vereceksek, yanımızda oturan kişi de bozuk para veriyorsa ,kendi paramızın üstünü yanımızda oturan kişiden temin ederek paraları birarada göndermeliyiz.

-Üstteki hususa mukabelen, bize iletilen bozuk paralar çok fazla çoğalırsa, arkamıza dönüp, "Bu kaç kişi?" veya "Bu tam mı?" falan gibi sorular sormamalıyız. Bozuk para yığınını önümüzdeki kişiye/şöföre iletmeliyiz.

-Arkadan kendisine iletilen parayı görmezden gelen, iletim zincirine girmemekte direnen kişi, çok afedersiniz, orospu çocuğudur. Binmeyin efendim dolmuşa, sanki siz de bir yetmiş vermiyormuş gibisinden nedir bu tavırlar böyle? Tahtırevanınıza binin öyle gidin, dolmuş ruhunu anlamamışsınız siz.

- Burda çok önemli bir noktaya temas etmek istiyorum. Oturan kısmın oluşturduğu para iletim zinciri, ayaktakilerin para iletim zincirinden ayrıdır. Ayaktakiler, parasını iletmesi için oturanlara verebilir, ama oturanlar ayaktakilere veremez. Bu kuralı genelde teyzeler bozuyor, hoş karşılamıyorum bunu.

-Lakin üstteki kuralın bir istisnası da şudur ki, önde öpüşen çift vb. varsa, onları rahatsız etmemek amacıyla ayaktakilere iletilebilir para.

-Para üstünüzü uzatan kişiye teşekkür edin.

-Olağandışı haller dışında dolmuşta kadınlara yer vermek hoş değil. Ayrımcılığa giriyor bu durum, normal insan onlar da.

-Yaşlı insanlar nasıl olsa biri yer verir düşüncesiyle binmesinler dolmuşa. Çok pis küfrediyorum onlara içimden. Oturmak istiyorlarsa beklesinler biraz daha, boş dolmuşa binsinler. Otobüsleri de var zaten bedava, sabah akşam geziyorlar oturarak, ama dolmuş otobüs değildir.

-Bazen şöför mahallindeki beyefendinin kulakları ağır işitebiliyor. Arkadan biri, gönderilmemiş para üstünü istiyor da, şöför bunu ısrarla duymuyorsa dolmuş ruhunun gereği olarak siz de "Hocam,5 lira üstü varmış." deyin. Bakın ne güzel, dolmuşta nasıl da sımsıcak bir ortam oluştu değil mi?

-Genelde söylemeseniz de olur, ama arkadan koşarak dolmuşa yetişmeye çalışan kişinin çok acelesi varmış gibi görünüyorsa "Hocam, gelen var." deyin.

-Bu kural toplumca kabul görmeyebilir. Ama bence dolmuşta kulaklığından dışarı bir miktar ses çıkaran kişilere hoşgörü göstermeliyiz. Müzik güzel birşey, dinlesinler işte. İlla ki birşey diyecekseniz, artist bir piçmişçesine, "O sesi biraz kısalım istersen." benzeri cümleler yerine "Hocam, müziğin sesini biraz kısabilir misiniz acaba?" gibi bir cümle kullanın.