18 Nisan 2013 Perşembe

Meselesi olan insan nasil meselesi olmayan seylerden zevk alabilir? Sanat, moda, cumartesileri eglenmek?

Meselesi olmak ne demek? Allahim kurtar beni teenage isyanlardan :/

6 Nisan 2013 Cumartesi

Gündüz ve Gece

"Sokak lambasi" ifadesi beni rahatsiz ediyor. Sokaktaki lambalarin melankolisini ifade etmek icin daha estetik kelimeler olmasi gerek. Ben bulamiyorum.

Sokak lambalarinin yaydigi sokak lambalarina has isigin rengini ifade etmek icin de dogru kelimeye sahip degilim. Turuncu gibi görünüyor ya da kiremit rengi.

Gündüz simdiki zamanla iliskilendirilebilir, gece ise gecmis zaman ve gelecek zaman ile -henüz dogmamis oldugumuz ve yok olacagimiz zamanlar-. Bu iliskilendirme herkesin uygunlugunu kabul edecegi bir seydir sanirim.

Korku, melankoli ya da özleme gündüz vakti yer yoktur. Bu hisler gecmis ve gelecekle alakalidir, simdiki zamanla degil.

Geceleri ise zaman bize aittir, düsünmeye hakkimiz vardir. Kazanilan düsünme yetisini kullanip yalnizligimizi yeniden kesfederiz. Varolmayan seye özlem duyariz: Sonsuzluk ve birlik.

Sokak lambalari insanin sonlulugu sonsuzluga cevirme yolundaki bitmeyen ve nafile cabasinin kücük bir izdüsümüdür. Bu yüzden romantik ve hüzünlüdür sokak lambalri.

Gece yolda yürürken, binalarin pencerelerinden sizan isik ve ses, icerideki insanlarin muglak silüetleri ayni özlemi cagirir. Insani birlige ve sonsuzluga yaklastiracak gercek mutluluk kesinlikle o pencerenin ardindadir, asla bizim bulundugumuz yerde degil.


5 Nisan 2013 Cuma

BASF Maceralari - 1

Muhtemelen 2 olmayacak. Cünkü bir süre sonra insan bulundugu ortama alisiyor ve her sey ekstra bir gözlemi gerektirmeyecek kadar normal görünüyor.

BASF bir kimya sirketi, sanirim 55 milyar euro degeri varmis, the chemical company. Ilginc bir sekilde, -en azindan bizim ülkede- kimya okuyanlarin bile BASF adini duydugunu sanmiyorum, ben duymamistim. Ama Ludwigshafen'daki tesisler hakikaten büyük. 35000 kisi orada calisiyormus, sehir zaten 190000 kisi imis. Her neyse,  bütün fabrikalarin tek bir sirkete ait oldugu gercegini disarida biraktigimiz zaman yerleske typical organize sanayi bölgesi gibi görünüyor iste. Mazgallardan dumanlar cikiyor, yollarda sürekli bir tir trafigi var.

Ilk gün, benimle beraber staja baslayan insan kitlesine bir oryantasyon programi düzenlendi tabi. Sunumu Ingilizce yapmalari iyi bir seydi, fakat sunumun pek basarili olmamasi iyi bir sey degildi. Öte yandan gösterdikleri tanitim videosunda kullandiklari tekno müzik ve light kola ikraminda bulunmus olmalari diger iyi seylerdi.

Tipik corporate sacmaliklarin ötesinde, BASF'de görünüse göre work safety olayinin bokunu cikarmislar. Kurallardan bir kismi su sekilde:
- Lablarda bilgisayar basinda bile koruyucu gözlügü cikarmak yasak.
- Merdivenleri kullanirken trabzanlara tutunmak zorunlu.
- Cep telefonu kullanir veyahut kulaklikla müzik dinlerken yürümek yasak.
- Otobüse yetisebilmek icin vs. kosmak/kosaradim yürümek yasak.
- vs. vs.

Bir de is yerinde kazara müslüman oldum. Benimle ilgilenen teknisyen Türk ve yemege falan da beraber gidiyoruz. Yemekhanede bana cesit cesit gidalari gösterirken "Bak, bunlar domuz eti, bunlari yiyemeyiz." dedi. Benim de bosluguma geldi, bir sey diyemedim, peki dedim. Simdi her gün müslümanim ehe.