31 Aralık 2011 Cumartesi

Terapi ile ilgili bir dizi izlediğimi söylemiştim ya, sanırım dream job'umu buldum. Yazık ki biraz geç kaldım, ama bence çok iyi bir terapist olurdum. Milli piyango falan çıkarsa okuyup terapist olacağım.

29 Aralık 2011 Perşembe

Amuğa koyıyım yaa bu üniversitenin yapacağı işin. Beni durduk yerde inanılmaz gerilimlere sokuyorlar oçler.

İstediğim şeyler: Bir King-size yatak, küvet, Playstation, bilgisayar.

Bunları istiyorum.

Son iki-üç gündür kürekle ilgili kendimi kötü hissetmeme yol açan şeyler gördüm.  Önce antreman yaparken kızın biri geldi, (hiç ısınma falan da yapmıyolar doğru dürüst burada onu da anlamadım) 2.06-2.07 falan 20 dk çekti 2 tane 26 tempo. Ben de "Hm, iyi çekiyorsun." gibi bir şey dedim, kız da yoo falan dedi. Bugün de hk elemanlardan biri gözümün önünde yarım saat 20 tempo 1.47-1.48 çekti. Ben de 5 yıldır falan aynı dereceyi çekiyorum sanırım.

Şu sıralarda bir terapi dizisi izliyorum. Düşündüm, benim bir spor terapistim olsa gitsem konuşsam onunla, bana herhalde her şey kafanda falan demezdi. Nasıl kafamda olsun ki ya.

Antremana devam edeyim, belki bir 5 yıla falan gelişir. Ama, bir terapiste gitmek isterdim. Bana "Ne kadar da süper bir karakteriniz var Buğra bey, kendimden geçtim." gibi şeyler desin diye.

”Beyond the very extreme of fatigue and distress, we may find amounts of ease and power we never dreamed ourselves to own; sources of strength never taxed at all because we never push through the obstruction” – Scott Jurek

8 Aralık 2011 Perşembe

uyuyamadım pokemonun ilk bölmünü izledim ehe bütün hepsini izleyeceğim ilerleyen günlerde

Ash'in ilk cümlesi:
-Yes, I am Ash!

ehe

Ben küçükkene bilmiyorum ortaokulda sanırım, pikaçunun resmini bile çizmiştim pastel boyalarımla haha. Yapmam yani öyle şeyler aslında Şuna baksanıza ama çoook şirin



ÖÖÖÖÖÖÖÖÖÖÖÖÖÖÖÖÖÖÖÖö HASTAYIIIIIIIIIIIIM HASTAAAAAAAAAAAAAA ÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜÜ

4 Aralık 2011 Pazar

Merhaba,


Bakın biletime! Ne güzel, sanırım bileti aldıktan birkaç saat sonra tüm biletler bitti hem de. YEAH!

Sanırım kör oluyorum. Üzücü bir durum, bir gözüm diğer gözümden daha aydınlık görüyor. Ne ki bu? Kör olursam yapacağım şeylerin çoğunu yapamam sanırım, kürek çekebilir miyim acaba, çekerim herhalde.
Genlerim çok başarılı değil ya, as can be seen from below photo:
Bir de çok üşüyorum her zaman, boyum da yeterince uzun değil. Ama annemde de babamda da göz problemi yok aq, miyop bile yane. Evet, en azından dünyayı gördüm belli bir süre için. Bununla avunayım.

Bugün ders çalışacağım artık sanırım. Temizlik yapmak ne kadar zor ya, evin sürekli kirlenmesi ne garip. 2 gün bakmıyorsun bir yerlerden tozlar fışkırmaya başlıyor. Ne kadar canlı bir gezegenimiz var.

Hava hakkında mızmızlanmayı gerçekten çok istiyorum. Sonuçta Almanya soğuğun ve yağışın harman olduğu bir yer. Ama şimdiye kadar hiçbir şey yağmadı, sıcaklık da 8 derece falan hahah.

Bu diffraction, reciprocal lattice, stereographic projection falan kendi kendine anlaması zor konular ya ööööh.

Ben de yurduma dönmek isterdim christmas'da, ama yeterli paraya sahip değilim. Neyse uçaktan korkuyorum zaten.

Sınıfımdaki insanlardan eskisi kadar tiksinmiyorum. Alıştım. Girdiğim her ortamda ilk reaksiyonumun insanlardan tiksinmek olması nasıl bir psikolojik problemi açığa vuruyor acaba? Ya da normal mi? Yeni girdiğim ortamda yeterince ilgi görmediğim için böyle hissettiğimi söyleyebilirim; ama bu doğru olmaz açıkçası. Düşündüm bunu.

Alman elemanlardan biri dedi ki, Türkler Türkçe konuştuklarında kulağa hep ö ö ö ü ü ü diyorlarmış gibi geliyormuş. Diyene bak, ibnelerin sözlüklerinden w'yi s'i çıkar, sözlüğün yarısı gidiyor. Bu 9gag patlaması ne bi de ya, tamam komik şeyler var da ne ki yane?

Bu amqodumun Münih'lileri ne kadar zengin, konser bileti almak için sırada beklerken gözlemler yaptım. Zaten, herhalde adamların başka derdi yok, ajandalarına yazmışlar şu event'e gitcem bu event'e gitcem diye, 8'er 10'ar bilet alıyorlar, bir de ucuz olsa. Bayern Münih maçına gitsem dedim, baktım biletler 60-70 euro'dan başlıyor+bu sezonun bütün biletleri sold out'mış zaten. Zenginler işte, her yer bmw falan.

Madmen spoiler'ı şimdi.==>  Don Draper o son yaptığın hareket tam bir karaktersizlikti. O noktaya kadar seni desteklemiştim. Karaktersiz herif. 2 kere bafilediğin sekreterle evlenilir mi lan. Sen Faye gibi kendine eşit olarak görebileceğin insanları kaldıramıyorsun işte. Betty de Don'u sktiretti ama şimdi eski kocam ne kadar sikiciydi, bu kocam hiç öyle değil diye hayıflanıyor. O da ayrı bir ruh hastası. Peggy'i baya seviyorum ama. Dizinin güzelliği gerçekçi, gerçekte de varolan karakter tiplerine sahip olması, Sopranos da öyleydi sanırım. İzleyince insan, "Hm hayat işte şöyle, hayat böyle." diye düşünüyor. Bir de, tamam Joan hoş gerçekten, ama bu şişman olduğu gerçeğini değiştirmiyor.

Ya bir de  bişey gördüm geçen gün internette komikti, tam nasıl hatırlamıyorum da, şöyle bir şey: "Kankalar Steve Jobs ile Nejat İşler akraba mı yoksa isim benzerliği mi?" ehe.

edit: Hah bir de ayak parmağımı kanattım koşarken pöh.

xoxoxo