29 Ekim 2009 Perşembe

Emmeli

Hayatta birtakım zorluklarla karşılaşıyoruz bazen. Çok mutsuz ve çaresiz hissediyoruz kendimizi. Tüm çıkış yolları kapalıymışçasına hisler içersine gark oluyoruz. Bana da oldu. Bugün eve gelmeden önce lolipop aldım büfeden. Yalaya yalaya giderim evime diye düşündüm. Ambalajı açıp lolipopu ağzıma alana kadar dünya ne kadar da güzeldi. Lakin sonrasında büyük bir rahatsızlık içine düştüm. Tam lolipopun çubuğunun şekeriyle birleştiği noktada bir delik vardı ve bu sebepten ötrü emme eylemini layıkıyle yapamıyordum. Bahse değer bir durum olmadığını mı düşünüyorsunuz? Herkes kendi cehennemini yaşar dostum taam mı? Mutsuz bir şekilde şekeri bitirecektim. Fakat sonra şekeri ısırıp çubuğundan koparma fikri geldi aklıma. Lolipop yemekten daha farklı bir deneyim oldu, ama güzeldi. Bazen duruma göre kendimize elastikiyet verebilmeli ve farklı sulara yelken açmaktan korkmamalıyız.

Diğer bir kişiyle "bir" olma duygusu eğer bir yanılsama değilse, anlık bir şey yalnızca. İinsan konformist bir canlı ve ne kadar istese de doğası gereği diğerlerine karşı dürüst olamıyor. Her şeyi konuştuğunuzu, hiçbir şeyi saklamadığınızı düşünebilirsiniz. Ama bu her şeyi, her düşünceyi anlatma durumunu sürdürmek çok güçtür. Küçük küçük düşünce kırıntıları aralardan sızmaya başlar. Anlatmaya değer bir şey, ciddi olarak düşündüğünüz bir şey değildir. Kendiniz de düşündüğünüzün hiçbir manası olmadığı fikrindesinizdir. Bu yüzden söylememeye karar verirsiniz, bilinçli bir karar değildir bu. Ama o noktadan sonra başlamıştır artık. Onun kafasındaki siz ile gerçek siz arasında ayrım başlamıştır ve uçuruma dönüşmeye meyilliymiş gibi görünüyor. Falan filan bişeyler.

27 Ekim 2009 Salı

"İnsan neyle yaşar?"

"I shall live for no man, and I shall ask for no man to live for me."

Birey olma gazım son sürat devam ediyor. Hiçbir toplumsal olgu vs. ile ilgilenmiyorum. zödöb.

Bienal hususuna gelecek olursam, bienale gittim evet. Yorum yapacak kadar sanattan anlıyormuş gibi hissetmiyorum. Gördüğüm şeyleri görmüş olduğum için mutluyum ama. Islak burger, kavurmalı kaşarlı tost patso döner gibi hususlar da yok değildi. Yanımdaki kız biraz uyuzdu işte[ehe].

Bienal hakkında birtakım şeyler okudum, aşağılamayan kalmamış. Artis misiniz olm siz? Ne bu tripler?


"Ich benötige keinen Grabstein, aber
wenn ihr einen für mich benötigt
wünschte ich, es stünde darauf:
er hat vorschläge gemacht. Wir
haben sie angenommen.
Durch eine solche Inschrift wären
wir alle sehr geehrt."

"Benim bir mezar taşına ihtiyacım yok, ama
siz benim için bir tane istiyorsanız
isterdim ki, üstünde şöyle yazsın:
O önerilerde bulundu. Biz
önerilerini kabul ettik.
Böyle bir yazıt sayesinde
hepimiz şereflenirdik."

-Bertolt Brecht

Sokaklar güzel. Bir sürü şey var görecek. Şu duvar şeyini sevdim çok, grafite mi deniyor ne ayol?

20 Ekim 2009 Salı

Seaking, Sydeck

Selam.

Yeni kayıt yazacağım. Şimdi yazamazsam uzun süre yazamamaya devam edeceğim görünüşe göre zira.

Öncelikle söylemek isterim ki hayat ne değişik. Diğer bir söylemek istediğim ise, insanlar hiç değişik değil. Ama değişik olan bir şey var ki, o da mealesef iyi bir şekilde değil de kötü bir şekilde değişik, hala şaşırabiliyorsun bazı durumlara ve diyorsun ki oha malmışım. Ya da insanlar şaşırıyor, sonra da diyorsun ki oha mallar ve malarmaya da devam ediyorlar.

Ondan sonra bir hatun var. Baya çok seviyorum. Adı da a ile başlıyor ehe.

Hayat daha kişisel bir deneyim olmalı. Bunu düşünüyorum. İnsanlarla çok laubali olmamalı eheh.

Kerem toprak hiç para eder mi?

Hah bak Kurt Cobain ne demiş: "It's better to be hated for what you are, than to be loved for what you are not."

Hilal Cebeci'de "Cem Yılmaz bir gece benimle yatsın evine başka kadın sokmaz." demiş. Böyle şeyler işte hayat.

9 Ekim 2009 Cuma

Ablanı sikiyim dünya. İnsan ilişkileri ne kafa siken konu ya.

analanalanalanalanalorci

3 Ekim 2009 Cumartesi

"Varoluş yeniden düzenlenebilir. Bir insan pek çok şey olabilir!"
Ekleme: "Çiçekler gibi olmalıyız. Seksi, barışçıl, renkli ve iddiasız."