30 Eylül 2012 Pazar

soL gazetesi cikiyor




Aliskanliklarinizi degistirecek, sisteme karsi durusunuzun sesi olacak gunluk gazete soL yarin cikiyor.

soL okuyunuz ve okutunuz.

27 Eylül 2012 Perşembe

Kusursuz olmak için kıçımı yırtıyorum. Her girdiğim dalda en iyilerden olayım diye uğraşıyorum. Her verilen işi en iyi yapmaya çalışıyorum. Tüm kötü, uç özelliklerimi törpülemeye çalışıp kusursuz bir arkadaş, evlat, sevgili olmaya çalışıyorum. Kusursuz bir insan olmaya çalışıyorum.

Bununla gurur duymuyorum ama. Büyük olasılıkla çocukluğumdan gelen bir tür yeterince takdir edilmemekten olan özgüven eksikliği bu, eminim. Neden kusursuz olmak zorundayız ki? Kandırmacalı bir soruydu bu, dğeiliz aslında. Sikerim.

Şu tiplerden deli tiksiniyorum, eğer onlardan biriyseniz....alının işte amk:

  • günlük futbola takıntılı, man kafa fanatikler. her derbi sonrası twitter, facebook'u aptal mesajlarıyla dolduran moronlar,
  • yemek, içmek, uyumak, sıçmak dışında kalan gününün %60'ı şikayet etmekle geçen; ama hayatını iyileştirmek için saçının telini oynatmayan embesiller. ya cesur olup memnun olmadığınız şeyleri değiştirmek için bir şey yapın, ya da kapatın çenenizi. hayat kimseye kolay değil
  • küfürlü konuşan kızlar. olayınız ne sizin ya? size erkekler kafa kızlardan hoşlanır diyenler bunu kastetmemişlerdi eminim
  • kısa kollu gömlek giyen erkekler. evet kısa kollu gömlekler çok tatlı....eğer 15 yaşından küçükseniz. ulan eşek kadar olup çocuk gibi bol kollu kısa gömlekler giyiyorsunuz. hele onları giyip işe gidenleri direk doğramak istiyorum
  • ingilizce tweet atanlar. olm sizin olayınız nedir? 3-5 ay erasmus yapıp gelen tipler bile bir ingilizce tweet olayında. hayır romantizm, hüzün falan ifade etcekseniz türkçe de çok güzel sözler var, türküler arbesk şarkılar falan var.

Of neyse gün içi irinimi akıttım biraz. Akşam Berlin Filarmoni konserine gidip iyice rehabilite olmayı planlıyorum. Hadi eyvallah

25 Eylül 2012 Salı

Bugün özel günümdeyim sanırım, Outliers isimli tırt kitabı okurken 25 kere gözlerim doldu.

22 Eylül 2012 Cumartesi

Bugüne kadarki en büyük başarım Tumblr'da 57 takipçiye ulaşmak diye düşünüyorum. CV'me de yazacağım. Geçen gün eleman özgeçmişinde CS'de Dust'ta b'ye çok iyi rush attığını yazdığını belirtiyordu. Blogger'ın ak bu arada.

Aksiyondan bağımsız olarak kadınlar hakkında düşünmekten çok keyif alıyorum. Zihnimdeki fantezinin gerçek hayatta deneyimleyeceklerimden daha güzel olduğunu da biliyorum. Yine de, bu hissiyatım değişmediği sürece yaşamak için asgari olarak bir sebebim olacak.

Karlie Kloss'a aşık oldum mesela. Bakıp bakıp iç geçiriyorum ehe. 

PJ Harvey keza, basit 4 dakikalık şarkılar yaparak nasıl bu kadar etkileyici olabildiğine şaşırıyorum hep. Aşk yaşasaydım PJ Harvey'le ne güzel olurdu.

Gerçek kızlar da var tabi. Amiyane tabirle, kız götürme algoritmasını henüz çözemediğimi söylemeliyim, fakat üzerine çalışıyorum, bu da  bir şeydir. Türk kimliğim ve yetersiz Almancamın, Alman kızlarıyla olan(ya da olmayan) ilişkilerimi sekteye uğrattığından kuşkulanıyorum. 

Hoşnutsuzlukla karşıladığım hayatımın iyrenç döneminden sonra gelen halihazırdaki dönem biraz daha iyi diyebilirim. Staj münasebetiyle Stuttgart'tayım. Şehir nispeten güzel, stajyerler arasında sevdiğim birkaç kişi var(ki Münih'teki sıkıntım bu sanırım, herhangi birini gerçekten sevdiğimi söylemem mümkün değil), form durumum oldukça iyi ve Almanya'dan sktir olup başka bir yere gitmeye karar verdim. Tercihen, sıcak havası olan şehirler/ülkeler.

Ukraynalı bir eleman var da bizim. Onun incilerini aslında hep paylaşasım geliyor, fakat korkarım ki, kendisinin karakterini bilmeyince  sözkonusu alıntılar fazla anlamlı olmayacak. Yine de:
"Just follow asses and they will take us to the right place." Stuttgart'ta ilk dışarı çıktığımız gün nereye gideceğimize karar veremezkene
"Number. Give it!" Kızdan barda numarasını isterken
"I don't believe in SMS" Kızı arayamazkene, benim "SMS gönder o zaman" önerim üzerine
"I know his strategy. He's gonna go to a bar, drink a lot of beer and wait for girls to come. I used this strategy for a long time." Diğer elemanı neden sallayıp başka yere gitmemiz gerektiğini açıklarken 

4 Eylül 2012 Salı

Öncelikle utanç verici bir itirafla başlayalım: Taylor Swift'i güzel buluyorum.


Şimdi de birazcık daha derin şeylerden bahsedelim: Modern insan olarak sıkıntımız, atalarımıza göre  hayatımıza yön verirken sahip olduğumuz olanakların oldukça sınırlı olması. Bu durum birey olarak varlığımızın yok olmasına sebep oluyor. Çünkü önümüzdeki bir seçeneğin diğerinden farkı olmaması geleceği düşünmekten vazgeçmemize yol açmakta. 

Modern insan, "Becerilerini koruduğu ve şirketine, derneğine ya da sendikasına sıkı sıkıya sarıldığı sürece büsbütün yok olmayacağını hissetmektedir. Böylece aklın bireysel öznesi giderek sönen, söndükçe de balon gibi buruşan bir ego haline gelir."[1] 

Dahası önümüzdeki sınırlı seçenekler bize bir örgütün üyesi olmaktan fazlasını vermiyor.(Alıntıda belirtildiği üzere, şirket, dernek ya da sendika) Bir şirket ya da diğerinde çalışmak finansal getiriden öte bir şey farkettirmiyor. Ve bu getirileri elde etmek için iyi ihtimalle günlük 8-10 saatimizi kendimizi gerçekleştirmemizi hiçbir şekilde sağlayamayacak işlere harcamamız gerekiyor. Girişimcilik ise insanların, sistemin kuralları dışına katiyen çıkmadan sürünün kalanından üstün hissetmesini sağlayan bir mastürbasyon aygıtı gibi geliyor bana. 

Hali hazırdaki sistemde, akılsız, amaçsız, kimseye yararı olmayan bir makinenin dişlilerinden biriyiz. Bundan rahatsızım. 

Karlie'yi de çook beğeniyorum. 

Bu bahsi kapatırsak, şimdi de kariyer planlarıma geçmek istiyorum. 3 fikrim var. 

1) Uni Texas at Austin'e başvuracağım: Gerçi bu dönem notlarım tarrak gibi, muhtemelen kabul edilmem, ama hayırlısı. Bu üniversiteyi isteme sebebim, Texas'ın aklımda çok güzel çağrışımlar yapması. Örneğin, havanın hiçbir zaman soğuk olmaması ne kadar güzel. Moreover, Ozan isimli meymenetsiz arkadaşımın bile orada pek çok kez sevişmiş olması da önemli bir etken.

2) Modellik Agency'e başvuracağım: Bu ara forma girdim yine. 2-3 kilo versem iyi olabilir. Biraz da yaşım geçiyor gibi, ama neden olmasın. Bunu da model kızlarla hook-up olma fırsatı yaratabileceği için düşündüm.

3) Cruise Gemisinde çalışacağım: Kafa dinlerim, para biriktirip dağ gibi olan borçlarımı öderim. Hatta, tatil yörelerinde barmenlik, garsonluk falan yapacağım.



1) Horkheimer, Max, 2010, Akıl Tutulması, s. 154, Metis Yayınları

1 Eylül 2012 Cumartesi

Hayatta neyin önemli olduğunu hala bilmiyorum. Ama neyin önemli olmadığını biliyorum. İnsanların üzerine uğraştıkları şeylerin oldukça büyük bir kısmı. Kadınlar? Düşününce prosesin içgüdüsel doğası biraz utanç verici gelebilir ama napak.