26 Ocak 2013 Cumartesi

Ilgi cekecek sekilde yazmayi da deneyebilirsiniz. Fakat dogru olan uygun buldugunuz gibi yazmak ve bu yazdiklarinizi birileri okuyorsa, o zaman ne güzel.

Dinin boslugunu seküler bir ahlak sistemi dolduramadigi icin birkac yüzyildir manevi bunalim halindeyiz. Müslümanlar zaten pek dialog kurma pesinde degiller, ama gördügüm kadariyla katolikler konustuklari zaman su yönde malariyorlar: Dinin birakilmasi bir ahlak cöküntüsüne yol acar, insanlarin amaci kalmaz, o yüzden dindar olmaliyiz. 

Yine bunun gibi, bir de, ortaokul din dersi kitabinda okudugumuz "Ben tanriya inanirsam ve tanri yoksa bir sey kaybetmem. Ama varsa ve inanmazsam sictim, o yüzden inanayim." geyigi vardi. 

Yakinlarda Asli Erdogan'in bir kitabini okudum. Duyarliliklari olan yazarlara biraz ayar oluyorum bu ara o yüzden. Diyelim ki bir insan canli canli yakiliyor ya da dövülerek öldürülüyor ya da namus cinayeti diye öldürülüyor ya da iskenceye ugruyor. Kabul etmeli ki kurban icin tatsiz bir durum. Fakat siddetin korkunclugunun ifadesi büyük resimde hicbir degisiklige yol acmiyor.

Eski dünyanin solmakta olan ahlaki kusurlu. Yeni dünyanin yükselmekte olan ahlakinda hicbir seyin degeri yok. Vurucu bir son cümle ariyorum su an, bulamadim. Diyecegim o ki, dünya insanlari olarak asil sikintimiz bu, cözmeye calisalim bu durumu. 

Hiç yorum yok: