13 Şubat 2011 Pazar

İlişkiler Üzerine

Totaliterizm hayatın her yerinde. Örneklerin pek çoğunun bize etkileri olsa da, bu etki genelde direkt bir şekilde olmuyor. Aşk ilişkileri ise buna bir istisna.

İlişki olayının temeline indiğimiz vakit, aslında o kadar da kutsal bir şey olmadığını görüyoruz. Günümüzde (ve geçmişte de) insanlar kendilerinden başka kimseyle ilgilenmedikleri, daha önce hiç olmadıkları kadar yalnız oldukları için, örneğin, başlarına bir iş gelse gerçek anlamda biraz olsun umursayacak bir insanın varlığı için yanıp tutuşuyorlar(tutuşuyoruz, kendimi de bunun dışında bırakamam).

İlişki bir anlaşma, şartları da şöyle: Ben normalde seni sallamam, seninle ilgilenmem; ama sen beni diğer tüm insanların üzerine koymayı kabul edersen ben de aynı şeyi kabul ederim. Seni çok sevdiğim için değil, kendimi biraz daha güvende hissetmek için.

Bu yüzden, ayrılmadan önce günde 12 saat görüşen insanlar ayrıldıktan sonra birbirlerinden nefret ediyor, birbirleriyle görüşmek istemiyor. Özledikleri zaman da özledikleri şey asla "o kişi" değil, o sırada hissettikleri şeyler.

Ve bu yüzden, ilişkide taraflardan biri herhangi bir karşı cinse biraz yakınlık gösterdiğinde bu durum diğer taraf için bir sorun oluyor. Hatta daha ileri safhalarda kendi cinsinizle ya da bilgisayar oyunlarıyla vakit geçirmeniz bile bir sorun haline gelebiliyor. Sahip olunan emniyet duygusunun kaybolması endişesinden ileri geliyor bu durum.

Halbuki, bu kıskançlık meselesi aslında oldukça bencilce ve totaliter bir tutum. Çünkü birini sevdiğiniz için o kişinin tapusuna sahip olmazsınız. Evlilik kurumu her ne kadar bu söylediğime karşı olsa da traş(saçma) ve toplumun dayattığı bir kurum olduğu için problem yok. Toplumun dayattığı her şey iğrenç.

Bilmeliyiz ki şunu sevme eylemi, bunu sevme eylemini dışarıda bırakmaz ve kimseyi kısıtlama hakkına sahip değiliz.

Bir diğer husus da şu ki, aşk delice bir eylem değildir. Duygularımız düşüncelerimizden ayrılamaz. Toplumun aşktan daha önemli öncelikleri varsa, bu bizim için de geçerli olmak zorunda değildir. Sonuç olarak, her zaman gayet de rasyonel tercihler yaparız.

Hiç yorum yok: