24 Mayıs 2012 Perşembe

İnsan nereye giderse gitsin kendini de yanında götürür derler ya. Bu Japonya'ya gitmek istiyorum, Yeni Zelanda'ya gitmek istiyorum, olaylarını anlamlandıramıyorum.

Haftasonu seminer gibisinden bir şey için Bamberg'deydim. Güzel sayılabilecek bir şehirdi fotoğraftan da görülebileceği gibi. Fakat, baktık bitti. Niye bu manzarayı görmeye Bamberg'e gitmek isteyeyim ki? Fotoğrafta görünüyor işte. Net bir şekilde söyleyebilirim: Gerçeği de bundan çok daha güzel değil.

Bi bok yok yani Karl Pilkington'ın dediği gibi.



Öte yandan bir şehrin simgesinin tüm yararsızlığıyla, şehre bir kimlik oluşturması ve insanları oraya çekmesi ilginç bir durum. Roland Barthes'ın Eiffel Kulesi örneği gibi. Paris'i duymuş biri Eiffel'i de bilir. Erasmus'a giden bazı tanıdıklar bir arabayla Avrupa gezisine çıkıp Paris üzerinden dönerlerken paraları olmadığı için yalnızca Eiffel önünde fotoğraf çektirip yollarına devam etmişler.



Ya da bu videodaki Pisa kulesi. İnsanlar sıkılmadan aynı pozu veriyorlar. Fakat o binayı görmek bunun ötesinde bize hiçbir değer katacak değil.

Buraya toparlayıcı bir paragraf yazmam lazım. Fakat yazdıklarımın, bahsettiğim yapılar gibi, pek de bir anlamı yok açıkçası.

Hiç yorum yok: