28 Şubat 2012 Salı

Zeytin hakkında uzun bir yazı yazmıştım ama burada yayınlamak istemiyorum sanırım. İlkokul günlükleri gibi olmuştu zaten. Zeytin uysal, mutlu ve iddiasız bir köpekti. Yani, bir köpek için bile fazlasıyla iddiasızdı. Onu, sevdiğim az sayıda insanın büyük bir kısmından bile daha fazla seviyordum. Yazının sonunda, "Bizim de ölümde ondan bir farkımız yok. Ama üzüntüler, zorluklar ve iğrençlikler arasında nedensiz bir şekilde yaşamaya devam ediyoruz." yazmışım. Ne kadar karamsar. Sanırım yaşamı, ölüme hazırlanmak olarak görmek gerek, yoksa ölüm anında lan her şey yalanmış modunda ölürüz. Kendimize ayakkabılar almalıyız.

Hiç yorum yok: