17 Ağustos 2011 Çarşamba

Şöyle bir sorunum var sanırım. Son yıllarda baya bir fakirlik çektim. (Sorun bu değil bi sn açıklıyorum) Benim kadar fakir sürüyle insan vardı tabi, fakat o fakir insanlar beraber mutlu mutlu takılıyorlar. Çevremde benim fakirliğimde hiç arkadaşım yok sanırım, hatta çoğu arkadaşımın arabası falan ar. Bu da kendime karşı bir acıma duygusuna kapılmama sebep olmuş olabilir(Henüz soruna gelmedim). Şöyle ki, benim gibi bir fakir olunca oldukça yalnız kalıyorsun gibi geliyor. Çünkü, mesela burs mülakatına gittiğimde de oradaki kadın fakirliğime inanmayaraktan "Mankenlik falan yapsana." dedi. Sebebi şu ki; fakirlerin, zeki olsalar mühendislik falan okuyor olsalar bile, pek de haksız sayılmayacak bir şekilde kültür yoksunu, doğulu görünümlü, kötü giyinen, zevksiz insanlar olduğu düşünülüyor. (Genelleme tabi)
Fakirlerin Vazgeçilmezi: Yandan Çizgili Penye Tişört

Sonuç olarak onlar da, kendileri gibi kötü giyinen arkadaşlarıyla bir komün oluşturuyorlar, öğle yemeklerini beraber yemekhanede yiyorlar. Yemekleri alırken "Hocam biraz daha koy üstüne" falan diyorlar. Burs alıyor olsalar bile gidip yine yandan çizgili penye tişört satın alıyorlar.

Ben ise biraz tek başıma kalmış oluyorum bu durumda, hence kendine acıma duygusu. Asuş da eşlik ediyor bana gerçi; ama o gerçek manada fakir sayılmaz. Sonuç olarak sorunumu açıklayabilirim artık. Fakir insanlara, toplumun alt seviyelerine karşı empati duygumu sanırım ciddi anlamda yitirmiş olabilirim ya da hiç sahip olmamış da olabilirim. Gerçi, şimdi böyle kelimelere dökünce tam olarak ikna olmadım yitirdiğime, fakat bu durumdan korkuyorum, evet.

Aynı şekilde, bu Somali'deki insanlara karşı falan da çok büyük bir acıma hissetmiyorum. Televizyonda zayıf çocukları görünce biraz üzülüyorum. Ama "Orada insanlar ölüyor." gibi bir cümle duyunca içimde çok bir şey kıpırdamıyor. Bu da empati duygusunun kaybıyla ilgili bir sorun sanırım. Fakat öte yandan, orada her zaman insanlar ölüyor. Kimsenin de sikinde değil. Batı uygarlığı(Türkiye'yi de katalım) orayı sömürmüş, gelişmemişliğe, açlığa mahkum etmiş; hiçbir insan da bunlara sebep olmuş sistemimizden şikayetçi değil. O yüzden de, orada olanların hiç farkında değilmiş gibi davranıp, 5 lira para göndermek ikiyüzlü ve ahlaksız bir davranış diye düşünüyorum.(Durumun farkındaysa np)

Ayrıcana, hayatımı başarı odaklı yörüngesinden kesinlikle çıkarmalıyım. Bunu bir şekilde aşmam lazım, sanırım sürekli başka şeylere ağırlık vermeye çalışmak işe yarayabilir. İçinde olduğum andan daha çok memnun olmaya çalışmalıyım.

Bir de dönüp bakıyorum da, bu seneki kaptanlığım beni bir noktada rahatsız ediyor. Kendimi yönetici kademesinin adamı gibi hissettim bazı anlarda, aslında pek öyle olduğumu düşünmesem de. Sorumluluk almak çok güzel ama, sorumluluğun başkaları tarafından verilmesi o kadar güzel değil. Şöyle bir durum var: İktidar insanın biraz hoşuna gidiyor. Doğru olan gitmemesi. Yönetici ve idarecilerle takılırken -belirsizce de olsa- onaylayıcı davranman gerektiğini, esprilere gülmen gerektiğini falan hissediyorsun. Sırf nezaketten değil de, sahip olduğun iktidarı da güven altında tutmak istediğin için. Bu da rahatsız edici bir hissiyat.

Toplumumuz, başarıyı ve iktidarı insanın değer ölçüsü olarak görüyor. Ben de hatta, bir ara hayatın amacının başarılı olmak olduğu ile ilgili bir yazı yazmıştım. Daha uygun bir değer ölçüsü nedir bilmiyorum, ama bu noktada bir yanlışlık var.

Çok süper çözümlemeler yaptım, yatıyorum. İyi geceler xoxo

2 yorum:

seita dedi ki...

fotoğraftan pek anlaşılmıyor ama kasteddiğin tshirtlerin yakaları da değil mi ^^ Böylelikle daha ciddiyetli (!) duruyor. Bence iyi görünümlü insanların iyi görünümlülerle olmak gibi bir altbilinci var. Giyim konusunda yetersiz bir lubunyayımdır ve moda sektörünün üzerine kurulu olduğu kadınlar ve lubunyalar arasında acımasız eleştirilere maruz kaldığım vogue dergisinin elime tutuşturulduğu oldu.^^ ( bit pazarından alınan kıyafetler prim yapıyor ama, kich oluyorsun o zaman ;) )
solililere karşı bende kendimi duyarsız hissediyorum. Belki medyanın ve yardımların kapitalizmi ve küreselleşmeyi bu işin çok dışında göstermesi ve çözüm açısından yeterince tatmin edici bulmadığım için. Ya da direnç davranışı gösteriyorum. Çünkü sürekli onlara üzülerek, hayatın adil olmadığını düşünerek yaşayamam.
Benlik saygısını başarının üzerine inşa etmek kaçınılmaz birşey ama bu konuda kendine toleranslı olabilirsin.
iktidarla ilgili durumu bende geçen dönem ilköğretim okulunda staj yaparken hissetmiştim.

Buğra dedi ki...

Ben de iyi giyinemiyorum mesela, tarzım falan yok bir de muhafazakarım biraz. Ama önemli olan çaba göstermek, geliştircem kendimi bu konuda(bir ara)